İstikrar, her sezon başında yöneticilerimizden en çok duyduğumuz kelime, en büyük seçim kozları... Önceki yönetimin tüm hatalarını ortaya koyup, aynı hatalara düşülmeyeceği garantisi verilip, seçilmeden önce tribünlerin gönlüne göre bir teknik direktörle ön sözleşmeler imzalayıp, "sonuna kadar arkasındayız" vaadleri...
Tüm bu gölge oyunu o sihirli kelime "istikrar" için. İşin aslı sözde istikrar için. Çünkü işlerin ilk kötüye gidişinde transfer jokerine sarılan yöneticiler, işleri toparlayamadıkları zaman telefon jokerine başvurup teknik direktör menejerleriyle hemen iletişime geçerler.
Bir çok kez şahit olmuşuzdur, sahada oynayan bir takıp ve o takımın başında bir teknik direktör varken, yöneticiler "yönetim istifa" seslerini susturabilmek adına, yeni yemleri olan teknik direktörü tribüne getirmişlerdir bile. Suçunu bilen çocuğun, suçu üzerinden atabilmek için "ben değil o yaptı" diyerek arkadaşını hedef göstermesi gibi "biz yapmadık teknik direktör yaptı" kaçışıdır bu davranış.
Maç biter. Takımın başındaki direktör gönderilir. Tüm basın çağrılır. Yeni teknik adamlar sözleşme "istikrar" cümleleri eşliğinde imzalanır.
"Ferguson geldi de, biz mi kovduk?" dediklerini duyar gibiyim ama ilk sezonunda hatta arka arkaya iki sezon şampiyon yapıp, ikinci ligden önce birinci, oradan da süper lige takımlarını çıkarıp kovulan çok teknik adam gördük. Yeri geldi bir sezonda 5-10 ayrı teknik adamla çalışan takımlar gördük.
Yakın zamandan bir örnek vermek gerekirse, Yıldırım Demirören 8 senelik başkanlığında 11 teknik direktör değiştirmiş. Tabii ki aralarında haketmişler de vardır ama Del Bosque ile başlayan serüvende yerlisi, yabancısı, kulübün çocuklarından tutun da Mustafa Denizli'ye kadar geniş bir yelpaze denenmiş de denenmiş.
Sonuç derseniz, tek kelimeyle istikrarsızlık olmuş.
Bardağın dolu tarafından bir örnek verecek olursak da en güzeli herhalde Manchester United örneğidir.
Zaten kendimizi bildik bileli başında Ferguson olan kırmızı şeytanlar 1892'den günümüzdeki menejeri David Moyes'e kadar, sıkı durun, sadece 22 menejer değiştirmiş.
Zor bir hesap değil. 121 yılda Yıldırım Demirören'in 8 yıllık sürecinin sadece iki katı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder